27 Ocak 2017 Cuma

KANSER NEDİR ?


Vücudumuzda tüm organlar hücrelerden oluşur. Hücreler vücudumuzun en küçük yapıtaşlarıdır ve ancak mikroskopla görülebilirler.
Sağlıklı vücut hücreleri (kas ve sinir hücreleri hariç) bölünebilme yeteneğine sahiptirler. Ölen hücrelerin yenilenmesi ve yaralanan dokuların (vücut içi ve dışındaki) onarılması amacıyla bu yeteneklerini  kullanırlar. Fakat bu yetenekleri de sınırlıdır. Sonsuz bölünemezler. Her hücrenin hayatı boyunca belli bir bölünebilme sayısı vardır. Sağlıklı bir hücre gerektiği yerde ve gerektiği kadar bölüneceğini bilir.
Buna karşın kanser hücreleri, bu  bilinci kaybeder,  kontrolsüz bölünmeye başlar ve çoğalırlar. Kanser hücreleri birikerek tümörleri (kitleleri) oluştururlar, tümörler normal dokuları sıkıştırabilirler, içine sızabilirler yada tahrip edebilirler. Eğer kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan yada lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer bölgelerine gidebilirler. Gittikleri yerlerde tümör kolonileri oluşturur ve büyümeye devam ederler. Kanserin bu şekilde vücudun diğer bölgelerine yayılması olayına metastaz adı verilir.
Kanserler oluşmaya başladıkları organ ve mikroskop altındaki görünüşlerine göre sınıflandırılırlar. Farklı tipteki kanserler, farklı hızlarda büyürler, farklı yayılma biçimleri gösterirler ve farklı tedavilere cevap verirler. Bu nedenle kanser hastalarının tedavisinde, var olan kanser türüne göre farklı tedaviler uygulanır

DİYABET


Diyabetin ne olduğunu anlayabilmeniz için, öncelikle vücudunuzun işlevlerini yerine getirirken gerekli olan enerjiyi nasıl sağladığını bilmeniz gerekir.1. Yediğiniz besinler şekere parçalanır.
2. Şeker, kan akımı ile vücudun tüm bölümlerine taşınır.
3. Vücudun ana besin kaynağı olan şeker enerji sağlayabilmek için, kan akımından ayrılarak vücut hücrelerinin ( kas hücreleri, beyin hücreleri v.b ) içine girmelidir.
4. İnsülin vücudumuzda pankreas adı verilen organ tarafından üretilen bir hormondur. Kandaki şekerin kanı terkederek hücre içine girmesini sağlar.
Diyabet sık görülen bir hastalıktır. Diyabeti olan kişi sayısı ülkeden ülkeye değişiklik gösterir ancak, diyabetli olan kişi sayısının genellikle bir ülke nüfusunun % 3 - 5 i olduğu kabul edilmektedir.Bilim adamları halen diyabetin ortaya çıkma nedenlerini araştırmaktadır. Eğer ailenizde Tip I diyabeti olan bir akrabanız varsa, sizde de Tip I diyabet ortaya çıkma olasılığı normalden daha fazladır. İnsanlarda Tip I diyabetin ortaya çıkması yalnızca genler yolu ile olmamaktadır. Başka faktörler de vardır ancak bunların tamamı konusunda kesin bilgi henüz yoktur.Tip II diyabet, yaşı 40 ın üzerinde olan ve kilolu olan kimselerde daha sık ortaya çıkar. Risk, ailesinde Tip II diyabeti olan akrabası bulunan ve hamilelik esnasında diyabet gelişen kadınlarda daha fazladır.Diyabeti olan kimselerde bazı sağlık sorunlarının ortaya çıkma riski fazladır. Bunlar arasında;• Böbrek rahatsızlıkları
• Göz problemleri
• Kalp rahatsızlıkları
sayılabilir. Bunlara genellikle diyabetin komplikasyonları denir ve hem Tip I hem de Tip II diyabette ortaya çıkabilir. Ancak, bu bilgileri okuduğunuzda, bu komplikasyonlara yakalanmadan sağlıklı bir yaşam sürebilmek için yapabileceğiniz pek çok şey olduğunu göreceksiniz. Tip I ve Tip II diyabetin nedenleri birbirinden farklıdır ve dolayısı ile bu iki tip diyabetin tedavi şekilleri de aynı olmayacaktır. 

18 Ocak 2017 Çarşamba

EL İLE TANSİYON NASIL ÖLÇÜLÜR ?

Elle tansiyon nasıl ölçülür: tansiyon bir çok insanın karşılaştığı bilmeden yada bilerek atlattığı hastalık türüdür. Tansiyon bazı kişilerde aşırı yükselse de düşse de anlayamayız çünkü vücudumuz bu sisteme alışmış ve bizi rahatsız etmemektedir. Yüksek tansiyonun belirtileri şiddetli baş ağrısı mide belirtisi bulantısı başta ağırlık halsizlik uyku hali bitkinliktir. Düşük tansiyon belirtisi ise baş dönmesi gözde kızarıklık bitkinlik sürekli uyku hali göz dalmasıdır. Tansiyon damardaki kanlarımızın basıncıdır. Normal tansiyon küçük 80 büyük 120 dir. Hiper tansiyon yada yüksek tansiyon ise büyük tansiyonun 140 ve üzeri olup küçük tansiyonun ise 90 ve üzeri olduğu durumdur. Düzgün bir tansiyon ölçümünde yapılması gerekenler. Hasta 40 dakika kadar önce bişey yeyip içmemeli spor yapmamalıdır kafeinden de uzak durmalıdır. 
 Elle tansiyon ölçmek nasıl yapılır. Nabız ölçme, Kalbin kasılıp gevşeyerek genişleyerek damarlara yaptığı basınca baskıya, halk arasında " kalp atışı" denir. Kalp dakikada yaklaşık 60-80 defa kasılma baskı (basınç) yapar. Buna vuruş sayısı veya nabız adı verilir. Bu atma işlemi yüksek olursa tansiyonumuz yüksek çıkar. Bu atma işlemi düşük olursa tansiyonumuz düşük çıkmaktadır.
Tansiyonunu ölçeceğiniz kişinin son yarım saat içinde kahve, alkollü içecek, çay, kola veya sigara içmemiş olması, ağır egzersiz yapmamış olması ve ölçümden önce dinlenmiş olması gerekmektedir.
Kişinin kolu sıvanır. Tansiyon aletinin kola sarılan kısmına "manşon" denir. Manşon kalple aynı hizada olacak şekilde sarılmalıdır. (Ya da daha kolayı, dirseğin katlanma çizgisinin bir-iki parmak üzerinden sarılır.
Manşon sarmanın püf noktası, manşonu pompa ve göstergeye bağlayan iki hortumun kolun üzerinde kalacak şekilde sarılmasıdır.
Manşon sarıldıktan sonra steteskopunuzu kulağınıza takınız. Steteskopun sesleri alan kısmına "steteskopun diyaframı" denir. Diyaframı bir yere çarpmamaya dikkat ediniz, kulağınız etkilenebilir. Diyaframı dirsek çukurunda gövdeye yakın tarafa yerleştirmelisiniz. (Çukurun ortası değil, çukurun gövdeye yakın yarısına.) Çünkü dinleyeceğiniz "brakial arter" isimli damar tam bu hizadan geçer.
Burada da bir püf noktası söz konusu. Pompayı tutacağınız el değil de diğer elinizle, tansiyonunu ölçtüğünüz kişinin dirseğini alttan desteklerken aynı elinizin baş parmağıyla da steteskopun diyaframını dirsek çukurunda muhafaza ediniz.
Diyafram manşonun altına şıkıştırılmaz! Bu şekilde ölçümler hatalı sonuç verir. Ayrıca hastanın kolunu muhakkak alttan desteklemek gerekir. Çünkü hasta kolunu düşürmemek için kasarsa ölçüm hatalı olur.
Nabız atışlarını el bileğinin iç yüzünün başparmak tarafında hissederek bulabilirsiniz. Nabız atışlarını hissetmek için işaret, orta ve yüzük parmaklarınızı kullanınız. Bulamıyorsanız fazla dert etmeyiniz çünkü nabız tutabilmek belli bir tecrübeyi gerektirir. Bir sağlık personelinden yardım isteyebilirsiniz.
Eğer ölçtüğünüz tansiyon 140 / 90 'ın üstündeyse (örneğin 140 / 95 veya 170 / 120) bu tansiyon "yüksek" kabul edilir. Daha doğru sonuçlar elde etmek için 15'er dakika arayla üç tansiyon ölçümü yapıp bunların ortalaması alınız.